• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/alemdardernegi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905326474501
  • https://www.twitter.com/alemdardernegi
  • https://www.instagram.com/alemdardernegi
  • https://www.youtube.com/alemdardernegi
    • Ara tatil sonrası öğrencilerimiz ile buluştuk
    • "Türkiye'nin Önderleri" Nevşehir derslerimiz devam ediyor.
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Site Menüsü
Nuri ERCAN
nurihatem@gmail.com
Traverten Tehlikesi
19/06/2025



Yaşlanmanın en tehlikelisi zihin yaşlanmasıdır. Bir insanın cildine çizgiler düşmesi, saçına aklar karışması aslında bir tükeniş değildir. Asıl yaşlanma, insanın zihninde başlar. Düşünce durağanlaştığında, fikir yenilenmediğinde, merak köreldiğinde yaşlılık sessizce içeri süzülür. Çünkü ruhun penceresi olan zihin de tıpkı beden gibi beslenmeye, hareket etmeye ve tazelenmeye muhtaçtır. Ne yazık ki günümüz insanı, tam da bu zihinsel canlılığı yitirme tehdidi altındadır. Ve bu tehdit, çoğu zaman sandığımızdan daha sinsi, daha görünmezdir.

Bugün, ekranlar önünde geçirilen uzun saatler, düşünceyi körelten sığ içerikler, sürekli tekrarlanan görseller ve beğeniler arasında insanın zihni adeta taşlaşmaktadır. Elinde telefon, gözünde ekran ışığı olan modern birey, ne yazık ki zamanını yitirirken aslında kendini en büyük kötülüğü yapmaktadır. Bilgi, su gibi üzerine akıp geçiyor; ama o su artık içeriye sızmıyor. Çünkü zihin, bir traverten kayalığına dönüşmüş durumda: Sert, parlak ama içi boş.

Oysa bizim medeniyetimiz, insanın zihinsel yolculuğunu sürekli canlı tutmayı bir sorumluluk saymıştır. Kur’an’ın ilk emrinin “Oku!” olması, bir medeniyetin temeline neyin yerleştirildiğinin açık bir göstergesidir. Bu “okuma”, sadece ayetleri hadisleri değil; kainatı, insanı, hayatı ve hakikati anlamaya yöneliktir. İslam düşüncesi, bilgiye ulaşmayı bir ibadet kabul etmiş, vakti boşa harcamayı ise yermiştir. Nitekim Asr Suresi, zaman üzerine yemin ederek insanın asıl kaybının, vakti hakkıyla değerlendirmemesiyle başladığını söyler. Zamanın israfı, hayatın israfıdır; çünkü insan ömrü, zamanla ölçülür.

Buna rağmen bugün, Müslüman bireyin de dijital dünyanın oyuncağı hâline gelmesi, yalnızca kişisel değil, kültürel ve hatta medeniyet ölçeğinde bir zihinsel çöküşe işaret etmektedir. Oysaki geçmişte İslam dünyası, zihni diri tutan her faaliyetle uğraşmış; ilim halkalarıyla şehirlerini, kalemle kütüphanelerini, düşünceyle gönüllerini inşa etmiştir. Medreselerde sadece dini ilimler değil, mantık, matematik, felsefe, astronomi gibi aklı çalıştıran alanlar da okutulmuş; bilgi ve hikmet birlikte yürütülmüştür.

Şimdi ise çoğu zaman ne kitap sayfaları çevriliyor ne fikirler yoğruluyor. Yerine sürekli akan görseller, geçici hazlar ve anlamsız tekrarlar geçmiştir. Oysa Kur’an, düşünmeyi sürekli teşvik eder: “Hiç düşünmez misiniz?”, “Akletmez misiniz?”, “İbret almaz mısınız?” soruları, zihnin atalete düşmemesi için peş peşe sıralanır. Çünkü Kur’an’a göre zihin, insanın imtihan sahasıdır. Eğer çalışmazsa karar verirken yanılır, adalet dağıtırken eksilir, hakikate ulaşırken tökezler.

Zihin travertenleştiğinde, dışarıdan gelen hiçbir hakikat onu etkilemez. Her şey akar ama içeriye işlemez. Bilgi iz bırakmaz, duygular yankı bulmaz. Tıpkı Kur’an’da bahsedilen “kalpleri mühürlenmişler” gibi; hakikate kapalı, algıya yorgun, hayrete düşman bir hâl…

Oysa insan, öğrenmeye açık kaldığı sürece gençtir. Kur’an’ın “tefekkür”, “tezekkür”, “tedebbür” çağrıları, zihnin daima açık kalması içindir. Kur’an kıssaları, sabit bir geçmiş anlatımı değil; çağlar üstü derslerle zihni canlı tutan bir çağrıdır. Ve bu çağrıyı duymak için, insanın sadece kulakları değil, kalbi ve zihni de açık olmalıdır.

Bugünün insanı için asıl tehlike, bu çağrıyı işitememek, bu sese sağırlaşmaktır. Çünkü zihinsel travertenleşme, sadece bireyin değil; bir medeniyetin sonudur. Bir milletin kitapla irtibatı kesildiğinde, düşünce yerini tekrar eden sloganlara bıraktığında, bilgi sadece “bilinmek” için değil, “gösterilmek” için tüketildiğinde orada artık gerçek bir diriliş değil, taşlaşma başlamıştır.

Hepimiz biliriz ki zaman, insana emanet edilmiş en kıymetli sermayedir; zihin ise onu işleyen en değerli atölye. Bu iki hazineyi ihmal etmek, insanı sessiz bir çöküşe sürükler. Vaktin değeri bilinmediğinde, ruhun penceresi zihin beslenmediğinde, insan olarak vahiyle buluşulmadığında, sorgulama değil; taklit ve öykünme insanı esir alırsa içten içe kurur. Kur’an bu noktada hem bir rehberdir hem de bir uyarı sistemidir. İnsanı sadece inanmaya değil, anlamaya; sadece ibadet etmeye değil, idrak etmeye çağırır. “Oku!” emriyle başlayan bu çağrı, hayat boyu süren bir zihinsel diriliş davetidir.

Bu çağrıya kulak tıkarsak, sadece bireysel olarak değil, ümmet olarak da katılaşırız. Zihinlerimiz, tıpkı Pamukkale’nin göz alıcı ama içi sert travertenleri gibi dışarıdan parlak, ama içten donuk hale gelir. Secde izleri alnımızda görünür, yüzümüz nurla aydınlanmış gibi durur; fakat kalbimiz, merhameti ve hakikati geçirmeyen cingi taşa dönüşebilir. Oysa Kur’an’ın teklif ettiği insan modeli, Nevşehir’in Peri Bacaları gibidir. Dıştan bakıldığında sade ve yumuşaktır, içindeyse sıcak bir dünya taşır. Hem dışı hem içi insaniyeti yansıtır; şekli değil, özü önemser. Çünkü hiçbir hakikat, taşlaşmış bir kalbe sızamaz.


Yazar Hakkında


Nuri ERCAN



43 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Tîn Peşinde İncir Tadında İki Hikâye - 21/05/2025
Gülemedim. İçimden: “Ah Hoca, ah! Sen şakasına unutursan tîni; torunların hepten unutur dîni,” dedim. Önümdeki inciri işaret ettim: — “Tîn” bu! Yani incir, dedim.
Asıl - 18/04/2025
Yol boyunca asıldan işaretler de göreceğiz. Bu, aslın aslını bulmamıza yardımcı olacaktır. Aslın aslına “hakikat” denir.
İndik Pazara - 17/03/2025
İnsan, hayatta pek çok şey elde etmek için ölümüne çabalar; eğitim alır, meslek edinir, mal biriktirir ve geleceğini planlar. Ancak, ecel gelip çattığında, tüm bu birikimler geride kalır.
Kalabalık Yalnızlık - 21/02/2025
Bir köy nüfusunu barındırabilecek kapasiteye sahip apartmanlarda yaşayanlar, bir adım uzaktaki komşusunu tanımıyor. Akıllı kapı zillerimiz, güvenlik kameralarımız var ama komşumuzun ismini bilmiyoruz.
Sınırsızlık Dini - 28/01/2025
Sahte dinlerin daileri vardı. Şimdi bütün herkes, bir başkası için modern sahte din daisi konumunda olabileceğinin farkında olamıyor.
İnsan Biriktirmek - 21/12/2024
Dünya üzerinde biriktirme uzmanı sadece insandır. Diğer varlıklar biriktirmeyi bilmezler. İnsan mal biriktirir, para biriktirir, kin biriktirir, lakin biriktirdiği en hayırlı şey insandır.
Bilmek Yeter mi? - 16/11/2024
Son zamanlarda milletimizde büyük bir karamsarlık gözleniyor. Bunun başlıca sebebi bilmektir. Evet bilmek! Avrupalılara göre bilmek egemen olmaktır. Peki bilmek bizde neden karamsarlığa sebep oluyor?
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam73
Toplam Ziyaret24041
Reklamlar

Bu Alana Reklam Vermek İçin Tıklayın