![]()
Baki ÖNCEL
O Derin Çağda Bu Bulanık Ortamda Tebliğ
30/09/2025
İslâm’ın ilk yılları, Mekke toplumunun sosyal, ekonomik ve dini yapısının yoğun baskı ve direnç gösterdiği bir dönemde başlamıştır. Mekke toplumu, putperest inançların, kabile asabiyetinin ve ekonomik çıkar dengelerinin hâkim olduğu bir yapıya sahipti. Bu bağlamda Hz. Muhammed (s.a.v.), vahiy yoluyla insanları tevhid inancına davet etmeye başlamış, ancak bu davet köklü toplumsal alışkanlıkları ve mevcut güç dengelerini zorladığı için güçlü bir muhalefetle karşılaşmıştır. Rasulullah (s.a.v.), sabır, hikmet ve ahlâkî üstünlük ilkeleri çerçevesinde yürüttüğü tebliğ çalışmaları ile kısa sürede sağlam bir Müslüman kadro oluşturmuştur. Mekke döneminde uygulanan stratejiler, yalnızca dönemin koşulları için değil, günümüz tebliğ faaliyetleri açısından da evrensel ilkeler içermektedir. Mekke Döneminde Tebliğ Stratejileri İlk vahyin gelişiyle birlikte Hz. Muhammed (s.a.v.), tebliğe yakın çevresinden başlamış; Hz. Hatice, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali ve Hz. Zeyd gibi şahsiyetler ilk Müslümanlar arasında yer almıştır. Bu dönemde davet, toplumun olumsuz tepkilerine karşı korunmak amacıyla gizli yürütülmüş ve Darü’l-Erkam, eğitim ve manevi güçlenme merkezi işlevi görmüştür. Gizli davet döneminin ardından açık tebliğe geçilmiş ve Hz. Muhammed (s.a.v.) yakın akrabalarını Safa Tepesi’nde toplamış, İslâm’a çağrıda bulunmuştur. Bu süreç, Mekke toplumunda ilk ciddi dirençle karşılaşmayı beraberinde getirmiştir. İlk Müslümanlar, baskılara rağmen imanlarında sebat etmiş, Hz. Muhammed (s.a.v.) ise her zaman hikmet ve sabır çerçevesinde tebliğini sürdürmüştür. Böylece tebliğin temelinde ahlâkî üstünlük ve vakar ön plana çıkmıştır. Baskıların artmasıyla bazı Müslümanlar Habeşistan’a hicret etmiş, bu durum din özgürlüğü arayışının ilk örneğini oluşturmuştur. Aynı zamanda toplumda etkili şahsiyetlerin kazanılması (Hz. Ömer, Hz. Hamza) ve Medine’ye yapılan Akabe biatları, tebliğin gücünü artırmış ve İslâm’ın yeni bir merkez kazanmasını sağlamıştır.
Mekke Dönemi Stratejilerinin Günümüze Uyarlanabilirliği Mekke döneminde uygulanan stratejiler, modern tebliğ faaliyetleri için de yol gösterici niteliktedir. Öncelikle, tebliğe dar çevreden başlamak esastır. Günümüzde bu yaklaşım, aile bireyleri, yakın dostlar ve uhuvvet bağı ile kardeş olan Müslümanlar arasında örnek davranışlarla desteklenebilir. Güven ve samimiyet ortamı olmadan herhangi bir tebliğ çalışması etkili olamaz. Ayrıca sabır, hikmet ve ahlâk temelli yaklaşım, modern tebliğin vazgeçilmez bir unsurudur. Sosyal medya ve dijital platformlarda yürütülen faaliyetlerde öfke yerine hikmetli ve nazik dil kullanmak, mesajın etkinliğini artırmaktadır. Mekke’deki Darü’l-Erkam modelinin günümüzdeki karşılığı, eğitim merkezleri, manevi gelişim halkaları ve dijital platformlar olarak düşünülebilir. Bu mekanizmalar, hem bireysel iman gelişimini destekler hem de toplumda bilinçli bir tebliğ zemini oluşturur. Stratejik şahsiyetlerin kazanılması da günümüz açısından önemlidir. Akademisyenler, kanaat önderleri, medya temsilcileri ve sanatçılarla işbirliği, tebliğin etkisini artırır. Bu kazanımlar, adalet, merhamet ve güven telkini ile mümkündür. Özellikle kardeş STK’lar arasındaki işbirliği, tebliğin modern dünyadaki etkisini güçlendiren kritik bir unsurdur. Her kuruluş kendi alanında değerli çalışmalar yürütebilir; ancak birlik ve koordinasyon sağlanmadan bu çalışmalar sınırlı etki bırakır. STK’lar arasında irtibatın artırılması ve faaliyetlerin birbirini tamamlayacak şekilde yürütülmesi, tebliğin etkinliğini artıracaktır Mekke döneminde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yürüttüğü tebliğ çalışmaları, günümüze ışık tutan evrensel ilkeler içermektedir. Gizli ve açık davet, sabır ve hikmet, alternatif yolların aranması ve stratejik şahsiyetlerin kazanılması, modern tebliğ faaliyetleri açısından yol gösterici olmuştur. Günümüzde tebliğ çalışmaları, aile içinde örnek davranış, kardeşler arasında dayanışma ve STK’lar arasında koordinasyon ve işbirliği ile yürütülmelidir. Bu bağlamda Mekke dönemindeki strateji, her çağın Müslümanına şu mesajı vermektedir: “Tebliğ, sabırla yoğrulmuş kardeşlik zemininde, hikmet, güzel ahlak ve birlik ruhuyla yapılmalıdır.” Yazar Hakkında Baki ÖNCEL 30/09/2025
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İmam Hatip Nesli Olarak Tebliğ Vazifesine Tekrar Dönmeliyiz - 04/10/2025 |
Birebir tebliğ, sözün ötesinde bir kalpten kalbe yolculuktur. Niyetin samimiyeti, kalbin arınmışlığı ve Allah’a teslimiyet, tebliğin anahtarıdır. En büyük ölçü, karşı taraftaki etki değil, Allah rızası ve kalbin huzurudur. |
İmam Hatip Nesli ve Davetin Yeniden Dirilişi - 20/09/2025 |
İlgisizliği bırakıp imam hatip nesli davetçiler olarak davetimize sabırla devam edelim. Yeniden ilmimizi kuşanalım. |
Gençlik, Buhran ve Sorumluluklarımız - 17/09/2025 |
Günümüzde gençler, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bilgiye erişim imkânına sahipken, aynı zamanda tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir manevi boşlukla da yüz yüzedir. |
Toplumsal İhtiyacımız: Gönül İnsanlığı - 30/08/2025 |
Bu makalede dindarlık ve gönül insanlığı arasındaki derin bağ irdelenecek, bu ikisinin insan ve toplum için önemi vurgulanacaktır. |
Kurtarın Bizi Hamas'tan - 11/08/2025 |
Gazze’nin direnişi, sadece bir siyasi hareketin değil, bir halkın imanla, onurla ve bilinçle verdiği bir mücadeledir. |