• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/alemdardernegi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905326474501
  • https://www.twitter.com/alemdardernegi
  • https://www.instagram.com/alemdardernegi
  • https://www.youtube.com/alemdardernegi

    • TEMSİLCİLER TOPLANTIMIZ YAPILDI
    • ALEMDAR İmam Hatipliler Derneği 1’inci Genişletilmiş Temsilciler toplantımızı gerçekleştirdik.
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Site Menüsü
Adem ÇATAK
ademcatak@gmail.com
Rasulullah'ın İzinde
02/10/2025



Yüce Rabbimin ismiyle başlarım.

         Sübhan olan Rabbimi hamd ile tesbih ederim. Sübhandır O. Hiç eksiği yoktur. Mükemmeldir O. Secdelerim O’nadır, yönelişim O’na. Rağbetim, isteğim, amacım O’dur, rızasıdır.

“De ki: Muhakkak benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbı olan Allah içindir.”(Kuran, 6.162) fehvasınca neyim varsa O’nundur, O’na adanmıştır.

Salat ve selam olsun Habib-i Edib-i Muhtereme,

Allah’ın Rasulü, vahyin emini, ümmetin şefaatçisine,

Salat ve selam olsun dertlilerin dermanı, gönlü kırıkların sığınağı, coşmuş deryaların limanı, aşıkların dert ortağı, güzeller güzeli Nebi’ye.

Salat ve selam olsun O’na ki O’nsuz yol yok Allah’a.

Salat ve selam olsun O’na ki dertler ve sıkıntılar kendisiyle yok olur. Kendisiyle bütün ıstıraplı gönüller sükun bulur, huzur bulur. Nuruyla suladı bütün kainatı, sekinet O’na indi, O’nunla indi yeryüzüne.

Salat ve selam olsun O’na yıldızlar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na güneşin şuleleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na güneşin aydınlattığı varlıklar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na var edildiği günden yok olacağı güne kadar kainattaki varlıklar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na ağaçlar sayısınca, yapraklar sayısınca, tüm mevsimlerde açan ve dökülen tüm yapraklar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na tüm çiçekler ve otlar sayısınca, otların ve çiçeklerin yaprakları sayısınca,

Bir çiçeği bismillah diyerek koklayan kalbi açık müminler sayısınca salat olsun selam olsun.

Salat ve selam olsun O’na zaman yaratılalı beri günler, saatler, dakikalar, saniyeler ve ânlar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na mekan yaratılalı beri, alemler, dünyalar, kıtalar, ülkeler, şehirler, ilçeler, beldeler, köyler, mahalleler, sokaklar, evler ve evlerin  odaları sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na salat edenlerin salâtlarının tamamı kadar,

Salat ve selam olsun O’na salat edenlerin ve etmeyenlerin sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na okyanuslar, denizler, göller, nehirler, pınarlar, çaylar ve çeşmeler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na su içen mahlukatın içtiği suların damlaları sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na yağmurlar, karlar, dolular sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na rüzgarlar esince sallanan varlıklar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na tüm gözlerin gördüğü tüm varlıklar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na yaratılalı beri mahlukatın konuştuğu cümleler, kelimeler, heceler ve harfler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na mahlukatın nefesleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na tüm mahlukatın tüyleri sayısınca, hücreleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na zikredenlerin zikirleri, tesbih edenlerin tesbihleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na ayak sahiplerinin adımları sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na melekler sayısınca, felekler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na meleklerin tesbihleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na cinler sayısınca, cinlerin tesbihleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na dağlar, tepeler, volkanlar, ovalar, yaylalar, düzlükler ve vadiler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na taşlar, kayalar ve kumlar sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na dört ayaklı hayvanlar sayısınca, balıklar, kuşlar, sürüngenler, böcekler ve bakteriler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na yaratılalı beri tüm mahlukatın yediği taneler sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na tüm tuz taneleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na sayılar sayısınca, sayıların toplamı sayısınca, çarpımı sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na bütün halıların ilmekleri, kilimlerin motifleri, nakışları, tüm kumaşların desenleri, tüm örtülerin modelleri sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na tüm gözlerin göz açma ve kapamaları sayısınca,

Salat ve selam olsun O’na mahlukatın yaptığı ameller sayısınca, sevaplar sayısınca, günahlar sayısınca,

Gözyaşları sayısınca salat olsun selam olsun.

O alemler efendisine, yol göstericimiz, müjdecimiz, efendimiz, Rasûl-ü Ekrem Hazretlerine bir alem dolusu salatlar ve selamlar olsun. Tüm gönüllere onun muhabbeti ve nuru dolsun.

Muhterem kardeşler bir vesile ile müşerref olduğumuz mukaddes topraklardan bazı izlenimlerimizi kalemin yazabileceği kadarıyla sizinle paylaşmak istedim. 

 

Mescid-i Haram;

Hareket...

Sürekli hareket, tavaf, sa’y, namaz, hep hareket. Hareketin merkezinde yeryüzünün merkezi var. Kabe. Onun etrafındaki hareket düzenli ve disiplinli. Her şey kurallara göre.  Haremin dışındaki hareket ise yine Kabe’ye yönelmiş bir hareketlilik. Her yer ve herkes cıvıl cıvıl. Sanki her mevsim bahar, herkeste neşe, huzur ve gözyaşı. Bir kızcağız gördüm, iki gözü iki çeşme, yağmurlar gibi.

 

Ve Kabe’yle kucaklaşmak...

İki sevgilinin kavuşması gibi, evladın annesine sarılması gibi bir şey. Yıllardır biriken özlem ve hasretin tesellisi ancak böyle olurmuş.  Kollarımla  Kabe’nin  duvarına sarılıyorum. Annemim boynuna sarılır gibi. Kabe neden bu kadar sevimlisin ve sevgilisin?

 

Namaz...

Namaz tekbiri ile bütün hareketlilik durur. Sanki zaman ve mekan durur. Zamanın ve mekanın ruhu çıkar sanki. Maddi dönüş durur, manevi dönüş başlar. Bütün kainat dikkat kesilir. Mahşeri kalabalıkta çıt yok. Sadece imamın tekbirleri ve okuduğu Kuran.

 

Tavaf...

Mahşerin sıcaklığının ve izdihamının provası.

Sabır, kendine, sıcağa, kalabalığa.

İnsan başkasına tahammülü öğreniyor.

Hiçbir gölgenin olmadığı yerde Kabe’nin gölgesine kaçıyorum tavafta. Mahşerdeki arşın gölgesini hayal ediyorum.

Bir aşığın sevilisinin evinin önünden defalarca geçmesi, ay yüzlü sevgiliyi pencerenin kenarından görebilir miyim? Acaba o gül yüzünü gösterir mi ki diye aranmasıdır  tavaf.  

Defalarca geçersin o kapının önünden, defalarca geçersin kendinden. Bir el tutup kaldırırsa, bir el silerse göz yaşını ne mutlu sana.

Tavaf tarifi imkansız bir olay. İnsanın sonsuzluğun etrafını dolaşması gibi bir şey. Dönüyorsun, dolaşıyorsun, kendini kalabalıklar arasında kaybediyorsun. Ne yapıyorum, neredeyim, neyim? Bu hal neyin nesi, sorularla ancak kendine gelebiliyorsun. Bu gün günlerden ne? saat kaç, vakit ne? öğle mi, akşam mı, gece mi? Gaybet.

Kabe mi dönüyor ben mi? Kim kimin etrafında dönüyor?

 

Ve zemzem...

Soğuk su ne demekmiş anladım. İki nimetten hesaba çekileceğiz su ve gölge.

Şifa kaynağı, boğuluncaya kadar içtim, içtim. Kanamadım. Kanamadım. Kana kana içemedim. Kanamadım. Her yudumda Kabe’yle göz göze geldim dudaklarım zemzemi yudumlarken gözlerim Kabe’yi içti. Kalbim çıldırdı. Gözlerim kamaştı.

Nurun böylesine tatlı olduğunu burada öğrendim. Kabe nurdan ibaret. Sen taş görüyorsan taşlığındandır senin.

İlahi cezbe çeker aşıkları Kabe’ye. Bir an olsun ayrılmak istemezler. Evin böyle ise zatın ne yüce. Cemalini likaya nasıl dayanır yürek. Beytinle kendinden geçen ruh nasıl tahammül eder Cemaline?

İçimin sıcağı Mekke’nin sıcağını bastırdı. İlk günler terledi çokça. Sonra vücudum alıştı. Ben ısındım, terim durdu.

 

Ve Kuran...

Ayrı bir lezzet var Kabe’nin karşısında okunan Kuran’da. Sanki indiği yerde indiği haliyle indiği gün gibi ter ü taze. Bir sofra, bir ziyafet.

Her hecesi bir gözyaşı deryasına gebe. Her ayeti alır götürür beni. Daha iyi anlarım Mekke’yi.

Rasulullah’ın kapısı var. Bab-ı Nebi. Onun önünden geçerim. Bir koku alabilir miyim o Nebi’nin terinden. Metafı dolaşırım. Acaba nerede secde etti. Alnın O’nun secde ettiği yere denk gelir mi? Göz yaşlarım O’nun alnının izine düşer mi, dudaklarım ayaklarının bastığı yeri öper mi diye.

Acaba nerede başına deve işkembesi kondu? Benim başıma topraklar. Orayı bulayım diye dolaşıyorum. Sanki orada Fatıma‘yı bulacağım. Hicr-i İsmail’in acaba neresine yaslandı? Nasıl seyrederdi ki Kabe’yi, nerede otururdu? İz sürmeyi bileydim keşke. Yüz sürmeyi bileydim.

 

 Tevhit...

Kabe Allah’ın ahad isminin tecelligahı. Bir tane. Eşi benzeri yok. Bais ismini düşündüm. Hasib ismini düşündüm. Sığındım cehennemin sıcağından, masiyetten, küfürden.

 Biri rüknü yemani’de diğeri rüknü hacer-i esved’de bulunan iki melek tavaf edilirken yapılan duaya amin derler. “Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver Ahirette de iyilik ver bizi ateşin azabından koru. İyilerle beraber cennete girdir. Ey Aziz, ey Gaffar, ey alemlerin rabbi.”

 

Ve büyükler... 

Kendi başımıza yarım saatte bir tavaf. En hızlısından yirmi tavaf. Ellerini öptüğüm, büyüğümle yapılınca bilmem nasıl oluyor, bir saatte beş tavaf. Hep şaşıyorum. Yaşı yetmişten ziyade. Koşmuyoruz. Aynı kalabalık ama sanki önünde yol açılıyor. Kabe sevdiğini bir ayrı basıyor bağrına.

 

Ve Medine...

Suçlunun bakmaya cesareti olmadığı gibi başımı kaldıramıyorum. Herkes işte Mescid-i nebi, işte yeşil kubbe diye birbirlerine gösteriyorlar. Ben bakamıyorum. Utancımdan başımı kaldıramıyorum. Ne yüzle, ne ile geldim? Ne diyeceğim?

Otelden çıktık Mescid’e gidiyoruz. Bir ayağım ileri diğeri geri gidiyor. Mahcubiyetin ağırlığı omuzlarıma çöküyor. Utanıyorum.

Aklıma Medine’nin en şerlisine en güzel muameleyi yapışı geliyor, teselli arıyorum, çıkış arıyorum, bulamıyorum. Yüzüm yok. Utanıyorum.

İşte kapısındayım Mescidin.

Bembeyaz mermerler, yüzümün karalığını hatırlatıyor. Hz.Vahşi gibi utana utana yaklaşıyorum. Ka’b bin Zuheyr gibi, başımı kaldıramıyorum. Bakamıyorum O’nun tarafına.  Utanıyorum.

Bir Peygamber aşığının selamının arkasına saklanarak huzura gidiyorum. Ya Rasulallah, ben elçiyim, elçinin zatına bakılmaz. Senin dostlarından birinin selamını getirdim.

Medine huzur şehri. Selamet ve sükun var Medine’de.

“Bir de haklarında dua ediver. Çünkü senin duan onların kalplerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.” (Kuran, 9.103) Hz. Rasul’ün duası da sükunet, varlığı da.

Allah cümle müminlere nasip eylesin.


Yazar Hakkında


Prof. Dr. Adem ÇATAK

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Temel İslam Bilimleri
Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı 




59 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Hayvanat - 31/08/2025
Rabbimin rahmeti ve şefkati görünür hayvanlarda. Hayvanlar olmasaydı insanlar bir yerden bir yere nasıl gidecek, eşyalarını nasıl taşıyacaklardı?
Rahmet Tecellileri - 03/08/2025
"Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.” fermanının sahibi olan Rabbimize ne kadar şükretsek, şükrünü eda edemeyiz.
Gece - 02/07/2025
“Rahmetinden geceyi ve gündüzü sizin için yaptı ki, hem içinde dinlenesiniz hem de çalışıp lütfundan isteyesiniz de şükredesiniz.”
Su - 01/06/2025
Ne ki canlıdır suya muhtaçtır. Su hangi ölüye ulaştı da onu diriltmedi? Ölü toprağı dirilten de ölü kalpleri dirilten de sudur.
Taş - 01/05/2025
Yoktan var edilişi en iyi taşlar anlatır. Hallak-ı Alîm’i yansıtır. Büyük bir kudretin nişaneleridir, kayalar taşlar. Kâdir olan Allah’ı gösterir.
Münacaat - 14/04/2025
Hamd ediyorum. Kitabının ilk cümlesi, cennetliklerin son cümlesiyle... Övgü sadece sanadır. Senden başka övülecek ne vardır. Övgü de senin öven de. Münezzehsin. Tenzihimizden de münezzeh. Sen nasıl övdünse kendini öylesin. Övgümden de münezzehsin.
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam11
Toplam Ziyaret38380
Reklamlar

Bu Alana Reklam Vermek İçin Tıklayın