• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/alemdardernegi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905326474501
  • https://www.twitter.com/alemdardernegi
  • https://www.instagram.com/alemdardernegi
  • https://www.youtube.com/alemdardernegi

    • TEMSİLCİLER TOPLANTIMIZ YAPILDI
    • ALEMDAR İmam Hatipliler Derneği 1’inci Genişletilmiş Temsilciler toplantımızı gerçekleştirdik.
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Site Menüsü
Nuri ERCAN
nurihatem@gmail.com
Papaz Malthus'un Dolmuşuna Binmek
11/11/2025




Malthus, insan nüfusunun artış seyrinin geometrik olarak katlandığını (2, 4, 8, 16, 32...), buna mukabil besin kaynaklarının ancak aritmetik bir artış gösterdiğini (2, 4, 6, 8, 10...) ileri sürmüştü. Yakın bir gelecekte insanlığı büyük bir felaketin beklediğini, zira besin kaynaklarının bir müddet sonra dünya nüfusunu beslemeye yetmeyeceğini savundu. Kıtlık, azalan besin kaynakları üzerinde tekellerin oluşmasına sebep olacak; bu ise hem ölümleri hızlandıracak hem de savaşlara yol açacaktı.

(Ayrıntılı bilgi için bkz. Benjamin FRANKLIN, Safkan Beyaz Irka Mensup İnsanların Sayısı O Kadar Az ki... adlı kitap.)

Osmanlı terk-i dünya eyleyince bütün vadiler boş kaldı. Boş kalan vadileri tilkiler doldurup kendilerini yeryüzünün valileri ilan ettiler. Kimi insanlar hemen ortama uyum sağlayıp tilkilerin peşinden yürümeye başladı. Kimi insanlar ise dik duruşlarını muhafaza ederek dünyanın basit bir formdan ibaret kalmasına müsaade etmediler.

Dünyanın basit bir formdan ibaret kalması, alternatifsiz kalması demektir. O zaman köksüz, kişiliksiz ya da kan ile yoğrulan, sözüm ona medeniyetlerin oyuncağı olan insan da sadece canlı bir varlık olarak, dünyanın devamına katkıda bulunmaktan başka bir işe yaramayan bir nesne konumuna inecektir.

Çin, Malthus’tan etkilenen milletler arasında ilk sırayı alıyor. Açlık korkusuyla Allah’ın yarattığı canları daha dünyaya gelmeden yok ediyor. Batılı toplumları anlatmaya hiç gerek yok; onlar zaten şehvetin esiri olduklarını gizlemiyorlar. Kadim kültürlerinde yasak olan kürtajı çok öncelerden vakayı adiyyeden saymışlardı. Onlar için menfaate giden her yol mubahtır. Günümüzde diğer dünya toplumları da üç aşağı beş yukarı Malthus’un müridi durumundadır.

Papaz Malthus, benim pederim değil; Aziz Peder’im hiç değil! Herhangi bir akrabalık ilişkim de yok. Fakat Malthus’un benim düşünce dünyamda ne kadar yeri vardır? Gündelik hayatımda fikirlerimi, düşüncelerimi ne kadar etkilemektedir? Acaba gelecekle ilgili kararlarımda ya da ileriye yatırım yaparken Malthus’un düşünceleriyle mi hareket ediyorum?

Yoksa beni bağlayan asıl prensiplerim var mı? “İstikbal, istikbal” derken bir mobilya markasının reklamını yapamayacağımıza göre, açlık korkusuyla yaklaşarak yeni nesilleri madden kurtarma telaşıyla onlara yatırımın elzem olduğunu mu vurguluyorum? Her ne kadar bu soruların doğrudan cevabı “hayır” olsa da, bugün İslam toplumları da “açlık korkusu”nu belki de dolaylı yollardan, bir şekilde birinci derecede dikkate alır hâle getirilmiştir.

Bu dikkate alış hayatımıza nasıl yansımaktadır? Yoksa aç kalma endişesiyle değil de, daha çok mal sahibi olmak ve mal elde ederken diğerkâmlığı terk ederek mi Papaz Malthus’un dolmuşuna binmiş oluyoruz? Hiçbir mümin açlık korkusu taşımıyor belki. Allah’a tevekkül edilmesi gerektiğini, rızkın Allah’a ait olduğunu hepimiz biliriz. Gelin görün ki Müslüman milletlerin büyük çoğunluğu açlık tehlikesiyle baş etmeye gayret etmektedir. Bu genel manzara kendi ülkemizde de hemen hemen aynıdır. Bir tarafta açlıkla mücadele eden Müslüman insanlar, diğer yanda huzur ve refah için dua eden ve bulduklarına şükreden Müslümanlar…

Sahip olduğumuz maddi nimetleri paylaşmamak, muhtaç olanları görememek de açlık korkusunun bir kademe ilerisi olan fakirlik korkusuna terfi etmiş hâli değil midir?

Bu cümleleri okuduktan sonra hemen Ebu Zerr-i Gıfari’yi hatırlayacağınızı tahmin ediyorum. O, aldığı maaşı hiç beklemeden fakirlere dağıtırdı. İstikbalin ahiret olduğuna emindi. Altın ve gümüş biriktirmeye şiddetle karşı çıkardı. Bu onurlu hareketle yüzyıllar sonra gelecek maddecilerin ne kadar sığ düşündüklerini adeta yüzlerine çarpmış oluyordu.

Geçmişteki örneklerimiz artık hayal gibi gelebilirse, size Mahir İz Hoca Efendi’nin hayatını okumanızı tavsiye ederim. Mahir Hoca da maaşını alır almaz, ders anında maaşının %2,5’luk kısmını öğrencilerine dağıtırdı.

Muhtaçlara bir şeyler vermenin yanında, rızkını elde etmek için çaba sarf eden alt gelir sahiplerini desteklemek de vermenin en güzel çeşitlerindendir. Maalesef en çok ihmal edilen konulardan biri de budur.

Sıklıkla şahit oluyoruz ki, birkaç kuruş ucuza ürün almak için seyyar satıcıyla pazarlık yapan “takva” sahipleri, markalar karşısında dut yemiş bülbül gibi olmaktadırlar. Dahası, markalarla kibir ve gurur libasına bürünebilmektedirler.

Başkalarını düşünerek yaşama anlayışı yerini bencilliğe terk ediyor. Hesaplar sadece insanın kendisi ve yakın çevresi için yapılıyor. Rızık dağılımındaki adaletsizliğin tek sebebi insandır. Açlık korkusuyla hareket eden varlıklı insanlar, yeryüzünde aç insanların çoğalmasına neden olmaktadır. Yakın bir gelecekte kendini yalnızca kendini merkeze alan insan, düşüncesi ne olursa olsun, yapayalnız ölmeye mahkûm olacaktır.

İbret almak için büyük musibetlere duçar olmamız mı gerekiyor? Elbette hayır! Elimizin altındaki değerlere göz atamıyorsak, bize örneklik edecek Peygamber (S.A.S.) varislerinin izinden gitmemiz gerekmektedir.

Doğrudan fakiri fukarayı kollayamıyorsak, ihtiyaçlarımızı giderirken bizim sayemizde kaç kişinin açlıktan kurtulabileceğini iyi hesap ederek alışveriş yapacağımız yerleri ve kişileri isabetli bir tercihe tabi tutabiliriz.

Gürbüz Azak, ıssız ve soğuk bir kış gecesinde kar yağışı altında kestane kızartıp satan bir adamı anlatan dostuna “Yoksa sen adamdan kestane almadın mı?” diye sorarak şöyle azarlar:

“Kışın soğuğunda, karın altında, gecenin o saatinde o adamcağız ekmek parası kazanmak için titreye titreye kestane kızartsın da, sen elli gram kestane almadan oradan geçip git! Olacak iş mi bu?”

Son yüzyılın büyüklerinden Sami Efendi, dolmuşa binmeyip yürüdüğü zamanlar dolmuş parasını sadaka olarak verirmiş.

M. Zahit KOTKU da pazarda alışveriş edenlerden, küfeci tutmaya imkânı olanların bunu mutlaka yapmaları gerektiğini söyler;

“Bu insanlar nereden geçinecek? Herkes parayı bu kadar sever de her işi kendim yapayım derse, hiç kimse bir başkasından iş imkânı bulamaz.” dermiş.

(Bu üç güzel örneği köşesinde yayımlayan Yaşar SÜNGÜ’ye teşekkürler.)

Paramızla kimin dolmuşuna binip kimin dolmuşuna binmediğimize dikkat edelim. 


Yazar Hakkında


Nuri ERCAN

11/11/2025



99 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Muhtaç Olduğunu Bilmemek - 04/09/2025
Bizlerin en çok huzur içerisinde olduğu dönemler, hiç kuşkusuz çocukluk dönemleridir. Geçim telaşesi nedir bilinmez. Dünya endişesi hiç yok gibidir.
Muhammed Cöneli - 19/07/2025
Koca mücahit karşımdaydı. Cihat denince ilk akla gelen bir milletin evladı, yürüyen bir heykel gibiydi. Muhammed Cöneli, belki de çamurdan yapılmış evlerin dizildiği bir köyde doğmuştu.
Traverten Tehlikesi - 19/06/2025
Kur’an’ın teklif ettiği insan modeli, Nevşehir’in Peri Bacaları gibidir. Dıştan bakıldığında sade ve yumuşaktır, içindeyse sıcak bir dünya taşır.
Tîn Peşinde İncir Tadında İki Hikâye - 21/05/2025
Gülemedim. İçimden: “Ah Hoca, ah! Sen şakasına unutursan tîni; torunların hepten unutur dîni,” dedim. Önümdeki inciri işaret ettim: — “Tîn” bu! Yani incir, dedim.
Asıl - 18/04/2025
Yol boyunca asıldan işaretler de göreceğiz. Bu, aslın aslını bulmamıza yardımcı olacaktır. Aslın aslına “hakikat” denir.
İndik Pazara - 17/03/2025
İnsan, hayatta pek çok şey elde etmek için ölümüne çabalar; eğitim alır, meslek edinir, mal biriktirir ve geleceğini planlar. Ancak, ecel gelip çattığında, tüm bu birikimler geride kalır.
Kalabalık Yalnızlık - 21/02/2025
Bir köy nüfusunu barındırabilecek kapasiteye sahip apartmanlarda yaşayanlar, bir adım uzaktaki komşusunu tanımıyor. Akıllı kapı zillerimiz, güvenlik kameralarımız var ama komşumuzun ismini bilmiyoruz.
Sınırsızlık Dini - 28/01/2025
Sahte dinlerin daileri vardı. Şimdi bütün herkes, bir başkası için modern sahte din daisi konumunda olabileceğinin farkında olamıyor.
İnsan Biriktirmek - 21/12/2024
Dünya üzerinde biriktirme uzmanı sadece insandır. Diğer varlıklar biriktirmeyi bilmezler. İnsan mal biriktirir, para biriktirir, kin biriktirir, lakin biriktirdiği en hayırlı şey insandır.
 Devamı
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam22
Toplam Ziyaret46241
Reklamlar

Bu Alana Reklam Vermek İçin Tıklayın