• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/alemdardernegi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905326474501
  • https://www.twitter.com/alemdardernegi
  • https://www.instagram.com/alemdardernegi
  • https://www.youtube.com/alemdardernegi
    • Ara tatil sonrası öğrencilerimiz ile buluştuk
    • "Türkiye'nin Önderleri" Nevşehir derslerimiz devam ediyor.
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Site Menüsü
Hüsrev ÖNDEGELEN
husrevondegelen@hotmail.com
Hicri Yılbaşı, Muharrem ve Aşure
25/06/2025

Hicrî takvim, İslam tarihinde çok büyük bir öneme sahip olan Hz. Peygamber (SAV)’in Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicretlerinin başlangıç olarak kabul edildiği bir takvimdir.

İslam tarihi, kültür ve medeniyeti açısından bir dönüm noktası olmasından dolayı ilk Müslümanlar, hicret hadisesine büyük önem vermişler ve Hz. Ömer (r.a.)’in halifeliği döneminde Hz. Ali (r.a.)’nin teklifiyle 638 yılında, Resulullah (SAV)’in Mekke’den Medine’ye hicretinin “miladi 622” resmi takvim başlangıcı olarak kabul edilmesiyle Muharrem ayı, hicri yılın ilk ayı olarak belirlenmiştir.(İslam Ansiklopedisi, 31/5. Muharrem maddesi)

Hicri yılbaşının ilk ayı  olan muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın birinci ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda  güneşin değil ayın hareketleri esas alınmaktadır.

Hicri yılın başlangıcı olan Muharrem ayı  "Eşhuru-hurum” yani Allah katında haram olan aylardandır. İnancımıza göre bu aylarda savaşmak kesinlikle yasaktır. (Bakara -194)

Haram aylar sırasıyla şöyledir: Muharrem, Recep, Zilkade, Zilhicce. (Tevbe Suresi – 36-37) “Muharrem” hürmet edilen anlamındadır. Bu ay, Hz. Peygamber (SAV) tarafından Allah’ın ayı diye nitelendirilmiştir. (Müslim, Sıyam, 202) Bu niteleme Muharrem ayının faziletine, ilahi feyz ve bereketin bolluğuna işarettir. Resulullah (SAV) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyam, 202-203)

AŞURE GÜNÜ (ON MUHARREM) VE ORUCU

Aşure Günü’nün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Suresi’nin ikinci ayeti olan "On geceye yemin olsun." ifadelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Aşuresine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir. (Hak Dini Kur an Dili, 8:5793) Cenab-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.

Bugüne "Aşure" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenab-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

1- Hz. Musa (as) Aşure Günü Kızıl Deniz’i yararak kurtulmuş, Firavun ve ordusu denizde boğulmuştur.

2- Hz. Nuh’un (as) gemisi Cudi Dağı’nın üzerine Aşure Günü demirlemiştir.

3- Hz. Yunus (as) balığın karnından Aşure Günü kurtulmuştur.

4- Hz. Adem (as) ın tövbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.

5- Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin attığı kuyudan Aşure Günü kurtulmuştur.

6- Hz. İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya yükseltilmiştir.

7- Hz. Davut’un (as) tövbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.

8- Hz. İbrahim (as) in oğlu Hz. İsmail (as) Aşure Günü doğmuştur.

9- Hz.Yakup’un (as) oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

10-Hz. Eyyüb (as) hastalığından Aşure Günü şifaya kavuşmuştur. (Sahihi Müslim Şerhi, 6/ 140)

MUHARREM AYINA ÖZGÜ BİR NAMAZ VE ORUÇ VAR MIDIR?

Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Sahih kaynaklarda Muharrem ayına özel bir nafile namazın olduğuna dair herhangi bir rivayet mevcut değildir. Mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur’an okumak ve anlamak, dinî eserlerden istifade etmek, zikir ve salavatla meşgul olmak da unutulmamalıdır.

Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise, müstehabtır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15’inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutulabilir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

Resûlullah (sav), “Âşûre Günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffâret olacağını umarım.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Âşûre Günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Resûlullah (SAV) Medine’ye gelince,

Yahûdilerin Âşure Günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne? (niçin oruç tutuyorsunuz?)’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrâiloğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Mûsâ o gün oruç tuttu.’ dediler. Resûlullah (sav) da, ‘Ben Mûsâ’ya sizden daha yakınım.’ buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (İbni Mace.Sıyam:31.)

Hz. Peygamber (Sav) döneminde Yahûdiler sadece Muharrem ayının 10. (âşûre) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını Peygamberimiz (SAV) tavsiye etmiştir. (Buhârî, Savm, 69)  Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570). Bu nedenle Aşure Günü oruç tutulurken önemli olan Âşûre Günü’nü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

Türk-İslam Geleneğinde Aşure

Türk-İslam geleneğinde önemli bir yer tutan Aşure, aynı zamanda Muharrem ayında en az on gıda maddesinden yapılarak özel merasimlerle dağıtılan tatlıya da isim olmuştur. Günümüzde de özellikle Anadolu’da Müslümanlar Muharrem ayında en az on gıda maddesinden Aşure tatlısı pişirerek halka, misafirlere, komşulara, dostlara ikram ederler, fakir ve yoksullara dağıtırlar. Bununla Hz. Nuh ve Musa’nın zorluktan kurtularak bolluğa kavuştuğu gibi Cenab-ı Allah’tan zorluklardan, sıkıntılardan kurtularak bolluğa, bereketli bir hayata kavuşturması niyaz edilir. Bazı kardeşlerimiz ise 12 gün oruç tuttuktan sonra oruçların kabulü ve Ehli Beytin Ruhu için bu tatlıyı pişirerek dağıtırlar. Böylece Aşure tatlısı Anadolu’da oruçların kabulü, dostluğun, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin pekişmesi, yardımlaşmanın ve dayanışmanın güçlenmesinin ve bereketin bir simgesi olmuştur. Nitekim bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır: "Her kim Aşure Günü’nde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder." (Et-TergibVe't-Terhib, 2:116.) Başka bir hadisi şerifte Efendimiz (SAV) “Kim ailesine Aşure Günü geniş davranırsa Allah O’na senenin geri kalan günlerinde geniş davranır. ”(Feyzül Kadir 6/ 235.6).

Bu gün Hz. Nuh’un tufanından kurtularak genişlik bulduğu gün olduğu için Cenab-ı Allah’ın bolluğu ve bereketi daha sondaki inananlara da bir ihsanı olarak kabul edilir.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki Muharrem ayı ve Aşure Günü önemli tarihi olayların vuku bulduğu, genişliğe kavuşulduğu kadar çok üzücü olayların da meydana geldiği, bütün semavi dinlerin bu aya hürmet ettiği ve oruç tutmaya özen gösterdiği bir aydır.

Kerbela Faciası, Hz. Hüseyin’in Şahadeti

Bütün Müslümanların gönlünde çok derin acı ve üzüntü bırakan ve hala bu acıyı hissettiğimiz müessif olaylardan biri de, hicri 61 yılı 10 Muharrem günü Yezid ve adamlarının, başta sevgili Peygamberimizin (SAV) muazzez torunu Cennet gençlerinin Efendisi Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere ailesinden ve yakınlarından 72 Müslüman’ın günlerce aç ve susuz bıraktıktan sonra acımasızca şehit edilmesi olayıdır. Bu olay bütün Müslümanları derinden üzmüş ve hala bu üzüntüyü yaşamaktayız. Bir defa daha başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere bütün Kerbela şehitlerimizi ve bu cennet vatan uğruna şehit olan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Rabbim Ümmeti Muhammed’e bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Muharrem ayımız, Aşure Günü’müz hata ve günahlarımızdan kurtulmamız, birlik ve bütünlüğümüzün pekişmesine vesile olsun; günümüz aydınlık, bahtımız açık, yolumuz sıratı müstakim olsun…


Yazar Hakkında



Hüsrev ÖNDEGELEN

İlahiyatçı Araştırmacı Yazar



357 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Rüyayla İlgili Merak Ettiklerimiz - 16/05/2025
İnsanın uykusunda gördüğü olumlu ve olumsuz hayal ve tasavvurlara rüya deriz. İyi rüyalar için düş, kötü rüyalar için kâbus veya karabasan kavramları da halkımız arasında tercih edilmektedir.
Şevval Orucu ve Fazileti - 03/04/2025
Şevval ayında 6 gün oruç tutmak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) bir sünnetidir. Üstelik sevabı da çok büyüktür. Şevval orucu bir ay boyunca oruç tutan müminlerin sağlıklı bir şekilde normal hayata adapte olmalarına da yardımcı olur.
11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif - 28/02/2025
Ramazan-ı Şerif rahmet, mağfiret, nimet ve bereket ayıdır. Dualarımızın kabul edildiği Rabbimizin lütfunun sağanak sağanak üzerimize yağdığı kutlu bir mevsimdir.
Amellerin Rabbimiz'e Arz Edildiği Ay Şaban-I Şerif - 30/01/2025
İdraki ile bahtiyar olduğumuz Şaban ayı Peygamber Efendimiz'e(SAV) nispet olunan bir aydır. Hz Hasan (ra)'dan rivayete göre Resûl-i Ekrem (sav): "Recep Allah'ın, Şaban benim ve Ramazan da ümmetimin ayıdır" buyurmuştur.
Üç Aylar ve Fazileti - 01/01/2025
Recep ayı ile günahlarımızdan istiğfar edip tövbe etmeliyiz, Şaban ayı ile azalarımızı kusur ve ayıplardan arındırmalıyız. Rahmet ayı Ramazana da Rabbimizin lütuf ve bağışlamasına layık bir halde kavuşmalıyız.
Müslüman Yılbaşı Kutlar mı? - 18/12/2024
Müslümanın yılbaşı gecesi için özel yemek ve eğlenceler hazırlayarak Hristiyanların örf ve geleneklerini taklit etmesi uygun değildir.
İslam'ın En Güzel ve Hayırlı Davranışları Nelerdir? - 03/12/2024
Allah Resul’üne (SAV), sahabeden biri şöyle bir soru sordu: Ya Resûlallah İslam’ın en güzel ve en hayırlı davranışı nedir?
Sevdiğimiz Şeylerden Allah Yolunda Harcamak - 08/11/2024
İnfakın isteyerek ve seve seve yapılması, karşılığında herhangi bir menfaat beklentisine girilmemesi önem arz etmektedir.
Cumanın Son Sünnetini Kılmadan Camiden Çıkmak Yanlış - 18/10/2024
Cuma günü cemaatimizden bazıları iki rekât farzı cemaatle kılıp son sünneti kılmadan camiden ayrılmaktadır. Bu doğru bir davranış değildir.
 Devamı
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret25106
Reklamlar

Bu Alana Reklam Vermek İçin Tıklayın